تعلم اللغة التركية

تعلم اللغة التركية – عبارات مهمة جدا بالصوت


(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

‫لا أدري إن كان يحبني.‬
Beni sevip sevmediğini bilmiyorum.

‫لا أدري إن كان سيعود.‬
Geri dönüp dönmeyeceğini bilmiyorum.

‫لا أدري إن كان سيتصل بي.‬
Beni arayıp aramayacağını bilmiyorum.

‫أيحبني، يا ترى؟‬
Acaba beni seviyor mu?

‫هل سيعود، يا ترى؟‬
Acaba geri gelecek mi?

‫هل سيتصل بي، يا ترى؟‬
Acaba bana telefon edecek mi?

‫إني أتساءل إن كان يفكر بي.‬
Onun beni düşünüp düşünmediğini kendime soruyorum.

‫إني أتساءل عما إذا كانت لديه صديقة أخرى.‬
Onun hayatında başka biri olup olmadığını kendime soruyorum.

‫إني أتساءل عما إذا كان يكذب.‬
Onun yalan söyleyip söylemediğini kendime soruyorum.


(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

‫هل يفكر بي، يا ترى؟‬
Acaba o (erkek) beni düşünüyor mu?

‫هل لديه صديقة أخرى، يا ترى؟‬
Acaba onun başka bir sevdiği var mı?

‫هل يقول الحقيقة، يا ترى؟‬
Acaba o (erkek) doğruyu söylüyor mu?

‫إني أشك فيما إذا كان يحبني حقاً.‬
Onun benden gerçekten hoşlandığından şüphe ediyorum.

‫إني أشك فيما إذا كان سيكتب لي.‬
Onun bana yazacağından şüphe ediyorum.

‫إني أشك فيما إذا كان سيتزوجني.‬
Onun benimle evleneceğinden şüphe ediyorum.

‫أتساءل إن كنت حقاً أعجبه.‬
Acaba o benden gerçekten hoşlanıyor mu?

أتساءل إن كان حقاً‬ ‫سيكتب لي.
Acaba o bana yazacak mı?

‫أتساءل إن كان حقاً سيتزوجني.‬
Acaba o benimle evlenecek mi?


(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});


(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

‫يزعجني أنك تشخر.‬
Horlaman beni kızdırıyor.

‫يزعجني أنك تكثر من شرب البيرة.‬
Bu kadar çok bira içmen beni kızdırıyor.

‫يزعجني أنك تأتي متأخراً.‬
Bu kadar geç gelmen beni kızdırıyor.

‫أظن أنه بحاجة إلى طبيب.‬
Onun bir doktora ihtiyacı olduğunu zannediyorum.

‫أظن أنه مريض.‬
Onun hasta olduğunu zannediyorum.

‫أظن أنه نائم.‬
Onun şimdi uyuduğunu zannediyorum.

‫نأمل أن يتزوج ابنتنا.‬
Onun kızımızla evleneceğini ümit ediyoruz.

‫نأمل أن تكون لديه نقوداً كثيرة.‬
Onun çok parası olduğunu ümit ediyoruz.

‫نأمل أن يكون مليونيراً.‬
Onun milyoner olduğunu ümit ediyoruz.

‫سمعت أن زوجته أصيبت بحادث.‬
Hanımının bir kaza geçirdiğini duydum.

‫سمعت أنها في المستشفى.‬
Onun hastahanede yattığını duydum.

‫سمعت أن السيارة تلفت تماماً.‬
Arabanın tamamen hurda olduğunu duydum.

‫يسعدني أنك أتيت.‬
Geldiğinize sevindim.

‫يسعدني أنك مهتم.‬
Ilginiz duyduğunuza sevindim.

‫يسعدني أنك ستشتري المنزل.‬
Evi almak istemenize sevindim.

‫أخشى أن تكون آخر حافلة قد مضت.‬
Son otobüsün kalkmış olmasından korkuyorum.

‫أخشى أننا سنضطر لأخذ سيارة أجرة.‬
Bir taksi tutmamız gerekmesinden korkuyorum.

‫أخشى ألا أحمل نقوداً.‬
Korkarım, yanımda para yok.


(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

دروس ذات صلة